21 Şubat 2009 Cumartesi

günde(n)

Geçen hafta bilmemşu Button'ın gari hayatı mı ne... o filmi izledim. konusunu biliyordum filmin zaten ona da takılmadım. beğendim filmi, en azından sıradan değil. ama filmden değil filmi izlerken kendimde gelişen izlenimden çok etkilendim, gözyaşlarına boğuldum çok uzun zamandır boğulmadığım kadar... hıçkırmadım belki ama çok ağladım sabah ofistekilerin farkedebileceği kadar çok.... Kendi kendime kaçan zamana, giden fırsatlara ve benim bekleerek hayatı izlememe ağladım... sonra "ne olmak isteyeceğim kadar gencim ne de olmam gerektiği kadar büyüğüm" diye düşündüm... çocuk sahibi omayı düşündüm, yaş oldu 30 dedim bundan sonra birden fazla çocuk zor diye düşündüm... ama en çok geçen zamanda yapnak istediğim ama yapmadığım, yapmak isteyeceğim ama hiç bilmediğim şeylere üzüldüm. gözyaşlarımdan aile sorunlarına atladı gündem de ben de kendimi unuttum... evde işler kötü, oldukça kötü... ve belki de ben suçluyum diye düşünüyorum kimi zaman gerektiği yada olması beklenildiği (onurlu yaklaşım tadında) gibi davranmadığım için... kendim sonraları okumak için yazdım bu satırları... unutmayayım diye, yapmak istediklerimden nasıl çekindiğimi bileyim diye...