29 Ağustos 2010 Pazar

Kız istedik...

Kaan ile Gökçe'nin bir yuva kurmaları yolunda ilk adımlar atıldı. Dün akşam aileler tanıştırarak kız isteme ritüeli gerçekleştirildi. Babam pek de haz etmediği bu sosyal etkinlikte hazırlanmamasına rağmen fena değildi. Annem her konudan birkaç bukle sundu bunların da birkaçı anlaşıldı evsahiplerince sanırım. Ben biraz uzak durmaya çalıştım, çok beni bağlayan bir durum yoktu nihayetinde...
Kaan biraz heyecanlı olsa da iyiydi, kafada kurup kurguladığı için bu süreci ve ilerisini, rahatlamış belli ki.
Daha önce konuşmuştuk kahve sırasında isteriz diye. Babam kahveyi içiyor ama baktım ağzından "Allah'ın emri..." ile başlayan cümle çıkacak gibi değil. Az biraz kaş göz ettim, anlamadı tabi. Neyse kahvelerimiz bitti babam gecenin cümlesini patlattı "Allah'ın emri, peygamberin kavliyle büyük kızınızı küçük oğlumuza istiyoruz"...
Eve dönüş yolunda babamdan itiraf geliyor : "karıştırmamak için öyle dedim"...
Evet, tabii herkesin dediği gibi "darısı başıma" ama şimdi Kaan ve Gökçe'ye çıktıkları yolda mutluluklar diliyorum ve unutmamak lazım benim yolum da ara ara keser o yolu...

Bu da geceden bir foto

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Bir dönemin sonu

Pazar günüydü, aynı günü haftanın, geldiğin gün gibi...
Pencerenin kenarında koşturuyor, oynaşıyordun ama senden biraz sıklımış pirelerindense bıkmıştım. Ayağın kaydı, gözgöze geldik biran ve sen düştün. Zarar gelmeyeceğini biliyordum sana, dahası seni kendim dışarı atamayacağımı da...
Sen gittin, ben göndermedim... Sokak yeniden yeni olmuş sana, koklayarak başladın kaldırımdaki pislikleri, birkaç adım attın öteye sonrasında birkaç adım beriye, dönüp bakmayınca sen de geriye, çekildim pencereden usulca... Güle güle dedim sana el sallamadan zaten anlamazdın ya.. :)
Sabahları sokakta karşılaştık sen tanıdın beni, ben de tanıdım ama eğilip uzatmadım sana elimi... Bittiğini anlatmak istedim sana geceleri camdan kuru mama atarken... Ama her sabah çıkarken kapıdan seni görmek, sağlığından emin olmak istiyorum sana belli etmesem de... ve sen iyisin, inan bana ikimiz için de en iyisi bu...
Bir dönemi daha kapattın senin varlığınla yokluğun arasında, ama bana ne kaldı dersen ancak birkaç pire...
Güle güle kedi...