15 Aralık 2010 Çarşamba

Kötü bir akşamın ardından...

Yaklaşık 21.5 yıl üzerinde çalıştığımız projemizi 6 ay önce teslim ettik. Kontrolörlük, uygulama, revizyonlar derken çok kalbimiz kırıldı. Ama durmadık, devam ettik... Bu akşam geçirdiğimiz toplantı bizim için çok ama çok çirkindi. Bu yaşta bunu yaşamak ders çıkarmak için iyiydi derken, sinir sistemime ve mesleki onuruma ağır darbe vurdu. Canlar sıkıldı fazlasıyla ve önümüze sunulan o meşhur değnekti. Ya prestij kaybı kabul edilecek geri adım atılacak yada kendi cebimizden projenin çok önemli parçasını revize etmemiz istenecekti... sadece zaman çalabildik stratejimizi gözden geçirebilmek için...
Bunlar akşamın değil belki önümüzdeki yılın da en kötüleri olmaya aday...
Şişli'ye ulaştıktan sonra evde ekmek olmadığı geliyor hatrıma, aç kalacak değilim marketleri birbir geçerken bira tedarikçimiz tekele giriyorum biraz muhabbet eklemek istiyorum ekmeğe belki. Ekmeğin var mı sorusuna cevabı olumsuz abimin... iyi diyorum o zaman biralarımı alayım bari, adedi soruyor, cevabım 6. İki torba alıyor geliyor yanıma buzdolabının başındayken... İkişer ikişer alıyoruz biraları, 6 tamam derken, diğer torbaya da 2 tane koyarken tamamdı diyecek oluyorum.
Bunlar da hediye diyor!!! Sorguluyorum, yok gerek yoklar sıralıyorum.
Kasada alıyoruz soluğu, ödemek istiyorum, "yılbaşı geliyor ya" diyor... Kocaman bir gülümsemeyle çıkıyorum tekelden... :)

Hiç yorum yok: